Gelelim kafamı meşgul eden şeylere...
Ferman'ı görünce çok heyecanlanacağımı düşünmüştüm öncelikle. 3 yıl önce televizyondaki bir haberde gördüğüm ve "İnanmıyorum şuna bak ne kadar yakışıklı." dediğim, araştırınca bambaşka özelliklerini keşfettiğim ve maNga'yı bana sevdiren insandı. Ama öyle olmadı. Sadece bir gülümseme yayıldı yüzüme o kadar. "Ne oluyor bana?" dedim o an. Ve büyüdüğümü ilk o anda idrak ettim. Evet, büyümüştüm! Tabi ki heyecanlandım ama tatlı bir heyecandı o. Sanki çok sevdiğin arkadaşını yeniden görmek gibi tatlı bir his...
Bir de kıskanç olduğumu keşfettim. Sevdiklerimi acayip kıskanıyorum. Suç mu? Değil elbette. Sahipleniyorum ve kıskanıyorum bu kadar basit. Tabi bunu 19 yıl sonra keşfetmem ayrı bir sorun.
Geçen hafta çok güzeldi yani benim açımdan. Ferman'ı gördüğüm için mutluyum. Yeni özelliklerimi keşfettiğim için mutluyum. En güzeli de büyüdüğüm için mutluyum!..
Ama bu haftaya hiç öyle başlamadım. Sabah kalktım üzerimde anlamlandıramadığım bir mutsuzluk. Aynada kendime bakmak bile istemedim. Hemen çıktım evden. Bütün günde sürdü bu. Herkes "Ne oldu hasta mısın?" diye sordu. "Hayır. Sadece mutsuzum." demek saçma geldi bana. İnsanların bir sürü derdi varken benim ortalarda mutsuzum diye dolaşmam nasıl olurdu? Ayrıca bu şımarıklık değil de ne? Kim bilir ne dertleri var insanların. Bunu düşündüm ve kendime geldim.
Sonuç olarak şimdi iyiyim. Geçen hafta ki gibi mutlu olmaya çalışıyorum. Başaracağımı da biliyorum. Herkese iyi haftalar olsun o zaman. Mutlu olmak önemli. Bunu unutmayalım... :)
Yeşim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder