Çok değil iki yıl önce. Üniversite sınavının açıklanacağı sıralar. O zamanlar tek istediğim şey turizmci olmaktı. Bu işi çok severek yapacağımı inanıyordum. İnsan severek bağlandığı bir şeyi çok iyi yapmaz mı? Yapar bence. Ama gelin görün ki ailem pek istemedi bunu. "Ne yapacaksın turizm okuyup? Onlar aç geziyorlar. Herkes Bora abin gibi olamaz. Öncelikle dil eğitimi lazım. Hemde bir dilde değil. Bir sürü dil bilmek gerekir. " dediler bana. Hevesimi kaçırmak için söylenen sözlerden bazılarıydı bunlar. İstesem her şeyi yapabilirdim. Dilde öğrenirdim. Ama yapmadım. Nitekim ben gene ailemin istediği gibi yapıp turizmi en sona yazdım. Gelmeyeceğini bile bile...
Aradan iki yıl geçti. Ben bu iki yılda geleceğim için hiç hayal kurmadım. Geçen gün birden aklıma geldi. "Sen turizmci olmak istiyordun. Ne oldu ona?" dedim kendi kendime. Unutmuştum! Evet, gerçekten de unutmuşum. Kendimi o kadar kaptırmışım ki hayatın akışına unutmuşum her şeyi. Sonra dedim ki kendi kendime "Demek sen bunu o kadar istememişsin. İsteseydin eğer ne yapıp eder onu yapardın.".
Sonuç olarak artık yazmaya başladım. Bu konuda çok istekliyim. Kimsenin bu hayalimi bozmasın izin vermeyeceğim. Kararlıyım bu sefer. Yazarlık kursuna da gideceğim. Geliştirmem gerek. Yazmaktan nefret eden Yeşim şimdi ömrünün ileri ki dönemlerinde bunu profesyonel bir şekilde yapmak istiyor. Bu ilginç işte!
Yapmak istediğim şey tam da bu işte!
Yeşim

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder